Yerel Yönetimler

Yerel Yönetimler

Yerel Yönetimler için Toplam Kalite Yönetimi 
Stratejik Planlama 
Performans Programı 
Faaliyet Raporu 
Stratejik Bütçeleme

Geniş bir tanımlamayla yerel yönetimler; köy, kent, il gibi coğrafik bir alanda yaşayan yerel topluluklara kamu hizmeti sunmak amacı ile kurulan, karar organları yerel halk tarafından seçilen, yasalarla belirlenen görevlere, yetkilere, özel gelirlere, bütçeye ve personele sahip, üstlendiği kamusal hizmetler için kendi örgütsel yapısını kurabilen, merkezi yönetim karşısında idari özerklikten yararlanabilen kamu tüzel kişileridir. Bu tanımlamada yerel topluluk açısından öne çıkan kavram kamu hizmetidir. Kamu hizmeti, verimlik ve etkinlik açısından, planlamadan denetime kadar olan bir süreci içermektedir. Bu sürecin temel ölçütü ise “kamu yararı”dır. Kamu hizmeti sürecinde kamu yararının en üst düzeyde gerçekleştirilebilmesi için, toplumsal uzlaşma ve bu nedenle toplumun beklentilerini temel bir koşulu oluşturmaktadır.

Yerel halk; yerel yönetimlerin karar organlarını seçerken, yerleşmelerdeki yaşam kalitesini gösterge olarak almaktadır. Yerleşmeler, bir bakıma yaşam kalitesi göstergelerine göre ele alınmakta ve halk bu göstergeler göre yerleşmede elde ettiği kamu hizmetleri düzeyi açısından yerel yönetimleri değerlendirmektedir. Yaşam kalitesinin temel göstergeleri; fiziksel varoluş, ruhsal varoluş, psikolojik varoluş, fiziksel aidiyet, sosyal aidiyet, toplumsal aidiyet, uygulamalar, boş zaman etkinlikleri ve kişisel gelişim olarak sıralanmaktadır. Yerleşmelerin yaşam kalitesi göstergelerinin temelinde, yerleşmelerin hemen her konuda, sürekli öğrenen ve bilgiyi kullanabilen “yaratıcı ve yarışmacı yerleşmeler” olması beklentisi bulunmaktadır. Bu nedenle yerleşmeleri yönetenlerin ve karar vericilere teknik ve yönetsel bilgi aktarımı yapan personelin bilgi edinim (enformasyon) düzeylerinin çok yüksek olması gerekmektedir.

Bilgi toplumunda yönetim, eldeki bilginin sonuç almak için nasıl kullanılabileceğine ilişkin bilgi vermektir. Bu bağlamda Yönetim, bilgi toplumunun jenerik bir organıdır. Geleneksel yönetim anlayışında yönetici, “astların işinden sorumlu olan kimse” olarak tanımlanmaktadır. Ancak son elli yıldır bu tanım değişmiştir. Yeni yönetim anlayışa göre; Yönetici, “bilginin uygulanmasından ve performansından sorumlu kimsedir”. İster özel ister kamu niteliğinde olsun tüm kuruluşların işlevi, bilgileri verimli kılmaktır. Her şeyden önce bilgiyi verimli kılmak bir yönetim sorumluluğudur.

Bilgi toplumunda bilginin önemi ve düzeyi önemli oranlarda artmıştır. Bu bağlamda bilgi edinimi (enformasyon) bir uzmanlık alanı haline gelmiştir. Geleneksel yaklaşımda eğitim, öğrenme yani bilgi aktarımı üzerinde yoğunlaşmıştır. Bilgi toplumunda ise eğitim, araştırma becerileri üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu yaklaşımda önemli olan yanıtı bilmek değil, bu yanıtın nerede aranabileceğini bilmektir. Yeter ki enformasyona ulaşmanın yol ve yöntemler bilinsin. Bu yol ve yöntem; öğrenmek için öğrenmektir. Bu bağlamda bilgi toplumunda insanların neyi, nerede, nasıl öğrenebileceklerini bilmeleri gerekmektedir.

Bilgi toplumunun merkezinde eğitimli kişiler yer almaktadır. Onlar toplumun simgesi ve önderleridir. Bilgi, temel kaynak olunca, eğitimli insandan yeni talepler ve yeni sorumluluklar beklenmektedir. Bilgi toplumunda, eğitimli insanın eskisi kadar, “kitap bağımlı” olması gerekmemektedir. Onun için, eğitimli bir gözlemcilik ve sezgi yeteneği ile iyi bir analiz yeteneği gereklidir.

Eğitimli insan küreselleşen bir dünyada yaşamaya ve günden güne artan bilgiye ulaşmanın yollarını ve yöntemlerini bilmeye hazır olmalıdır.

EYAD,  BİLGİYE ULAŞMANIN EN DOĞRU YOL VE YÖNTEMLERİNİ GÖSTERİR.